Son deniz tatili:Alaçatı-Ilıca-Çeşme

 Havalar soğudu, bir daha ki yaza kadar denize giremeyiz derken önümüze açılan bir fırsattan (eşimin katılacağı sempozyumdan) yararlanıp Eylül'ün son günlerinde denize girdik. Hem de daha önceden görmediğimiz Alaçatı- Ilıca-Çeşme'de. Eşim toplantıdayken biz bol bol güneşin, denizin tadını çıkardık. Çocuklarla çocuk olup kumdan kaleler yaptık, denizde dalgalarla oynadık. Velhasıl yazı güzel uğurladık...

Akhisar -manisa arasında biraz dinlenmek için bir benzinlikte mola verdik. Aman Allah'ım o nasıl bir yer, benzinliğin içinde bir vaha bulduk. İngiliz tarzında dekore edilmiş çok güzel bir cafe. Yiyecekler, sunum bir harika...

Kum, deniz ve güneş bir harikaydı. Eşim toplantıda iken biz bol bol denizden faydalandık. Su o kadar güzel ve berraktı ki doyamadık...

Oğluşum balık adam oldu, akşam geç saatlere kadar sudan çıkmadı. Bir an korktum yüzgeçleri çıkacak diye:=)

Cafe Furun'un Alaçatı kurabiyelerini de çok övmüşlerdi yemeden geçmedik:=)

    Alaçatı'nın merkezinde yer alan değirmenler şehrin simgesi olmuşlar...

 Kumrucu Şevki 'de Kumru yemeden gelmeyin dedi Zeynep arkadaşım, ben de onu kırmadım:=) O ne güzel şey öyle mımmmm....

   Alaçatı sokakları çok güzel, tam Ege kasabası... Bu halini çok sevdim ama sezonda çok yoğun oluyormuş o zaman da sever miyim bilemiyorum...

 Çeşme Sheraton'dan gözüken manzara harika...

Cumartesi günleri büyük bir alana kurulan Alaçatı pazarı pek meşhurmuş. Sebzeden, meyveye, giyimden aksesuara kadar aklınıza gelebilecek her şey vardı...